Ülkemizde Çevre KirliliÄŸi Sigortası zorunlu bir poliçe olmamakla beraber, bu konuya yasal mercilerin verdiÄŸi önem gün geçtikçe artmaktadır. Türkiye yasal mevzuatlarını 2872 ve 5312 no’lu kanunlar ile tamamlamıştır. Avrupa BirliÄŸi ile iliÅŸkiler, küreselleÅŸen ekonomik iliÅŸkiler ve ülkemizin ihtiyaç duyduÄŸu, yaÅŸadığımız çevreye karşı sorumluluklarımızı detaylandıran yeni yönetmeliklerle birlikte firmaların sorumlulukları gittikçe artmaktadır. Böylelikle de yasal gereklilikler geniÅŸlemektedir.
2015 yılında Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı Hukuk MüÅŸavirliÄŸi tarafından baÅŸlatılan “Yatay Sektörde Çevresel Sorumluluk Direktifinin Uygulanmasına Ä°liÅŸkin Kapasite GeliÅŸtirilmesi için Teknik Yardım Projesi’’ kapsamında 2004/35 EC sayılı Çevresel Sorumluluk Direktifi’nin iç hukukumuza “Kanun” olarak uyumlaÅŸtırılması öngörülmektedir.
Söz konusu Direktif’in amacı; çevresel zararın önlenmesi, zarar oluÅŸtu ise bu zararın giderilmesi, faaliyetleri sonucu çevresel zarara sebep olan iÅŸletenlerin bu zararın iyileÅŸtirilmesinden mali olarak sorumlu tutulmasıdır.
Her firmanın gerek mevcut, gerek geçmiÅŸ faaliyetlerinden kaynaklanan belirli seviyelerde çevre riski bulunmaktadır. Çevre sorumluluk sigortası ve maliyeti konularında araÅŸtırma yapmak, yöneticilere bu konudaki sorumlulukları için sigorta yaptırmanın risk yönetim maliyeti açısından uzun vadede daha avantajlı olduÄŸunu gösterecektir.
